Yenilenebilir enerji kaynaklarından bir diğeri ise Jeotermal enerji (jeo’nun anlamı ‘yer’, termal’in anlamı ise ‘ısı’ anlamına gelir) yer kabuğunun çeşitli bölgelerinde ve derinliklerinde toplanmış ısının yani sıcaklığın oluşturduğu, kimyasallar içeren sıcak su, buhar ve gazlardır.
Jeotermal enerji de bu jeotermal kaynak veya kaynaklardan ve bunların oluşturduğu jeotermal enerjiden doğrudan veya dolaylı yollardan faydalanmayı ve kullanmayı kapsamaktadır. Jeotermal enerji yeni, yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmez, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yeşil dostu yani doğa dost bir enerji türüdür.
Jeotermal kaynaklar ile;
1. Mineraller içeren içme suyu (maden suyu vs.) üretimi,
2. Merkezi ısıtma, merkezi soğutma, sera ısıtması vb. ısıtma/soğutma uygulamaları,
3. Termal turizm’de kaplıca amaçlı kullanımı,
4. Karbondioksit, gübre, lityum, ağır su, hidrojen gibi kimyasal maddelerin ve minerallerin üretimi,
5. Proses ısısı temini, kurutma işlemleri gibi endüstriyel amaçlı kullanımları,
6. Düşük sıcaklıklarda (30 °C’ye kadar) kültür balıkçılığı,
7. Elektrik enerjisi üretimi,
gibi uygulama ve değerlendirme alanlarında kullanımlar gerçekleştirilmektedir.
Yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmez bir enerji kaynağı olması en büyük özelliklerinden birisidir jeotermal enerji ve Türkiye gibi jeotermal enerji açısından verimli ve şanslı sayılacak ülkeler için öz kaynak teşkil etmektedir. Temiz bir enerji ve çevre dostu olması; yanma ve yakılma teknolojileri kullanılmadığı için sıfıra yakın emisyona sahip olması; tarımda, endüstride, konutlarda, sera ısıtmasında ve benzeri alanlarda çok amaçlı ısıtma uygulamaları için ideal şartlar ve koşullar sunması; rüzgar, yağmur, güneş gibi meteoroloji şartlarından tamamen bağımsız olarak bulunması; kullanıma hazır niteliği; fosil enerji veya diğer enerji kaynaklarına göre çok daha ucuz olması; arama kuyularının doğrudan üretim tesislerine ve bazen de reenjeksiyon alanlarına dönüştürülebilmesi; yangın, patlama, zehirleme gibi maddi, manevi ve hayati risk faktörleri taşımadığından güvenilir olması; % 95’in üzerinde enerji verimliliği sağlaması; diğer enerji türleri üretiminin (hidroelektrik enerji, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, fosil enerji) aksine tesis alanı ihtiyacının maddi anlamda asgari düzeylerde olması; yerel niteliği nedeniyle ithalinin ve ihracının uluslararası konjonktür, krizler, savaşlar gibi faktörlerden etkilenmemesi; mazot, kömür, odun gibi taşınması problematikler içermediği için yerleşim alanlarında kullanımının rahatlığı; gibi nedenlerle büyük avantajlar sağlamaktadır.